Türkiye Komünist Partisi (TKP), İstanbul Kartal'da coşkulu bir seçim mitingi düzenledi.
Seçimlere "Paranın saltanatı varsa halkın TKP'si var" ve "Aynı gemide değiliz" sloganıyla girecek olan TKP'nin Kartal mitingi için binlerce kişi Kartal Meydanı'nda bir araya geldi.
Mitingde ilk olarak Yapıcılar grubu sahne aldı.
Yapıcılar grubunun ardından mitingin sunucusu tiyatro sanatçısı Orhan Aydın sahne aldı.
Hırsızlarla, sömürücülerle aynı safta yer almayanların bir araya geldiğini vurgulayan Aydın, "Eşitliğin, özgürlüğün ve sosyalizmin bayrağını inadına havaya kaldıranlar hoş geldiniz. Flormar, Cargill işçileri hoş geldiniz" dedi.
'Yeni bir Türkiye kuracağız'
Aydın, kürsüye TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan'ı davet etti.
Okuyan, "Ülkenin durumu ortada, karanlık… Bugünse hava güneşli… Karanlığın biteceğini müjdeliyor bize. Bitecek elbette, büyük şairimizin, Nazım Hikmet’in dediği gibi dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya, dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle: işçi tulumuyla bu güzelim memlekette hürriyet…" dedi.
Meselenin özünün yeni bir Türkiye oluşturmak olduğunu belirten Okuyan, "Yeni derken şu suyu çıkarılan “yeni”den söz etmiyorum. Biliyorsunuz, yeni Türkiye oluşturacağız dediler meğer yeni dedikleri yeni Osmanlı özlemiymiş, 100 yıl öncesinin kafasıyla ülkeyi yeniden tasarlamaya kalktılar. Sonra ana muhalefet de kendisini yenileyecekti. Hatta adını da koydular Yeni CHP diye… Meğer yeni CHP dedikleri de daha sağcı, liberal, piyasacı, laiklikten iyice uzak bir partiymiş. O yüzden “yeni” derken bu kavramı bir yurtsever gibi, devrimci gibi, komünistçe kullanıyoruz. Bizim için yeni daha ileri, daha gelişkin, daha aydınlık, daha güzel olandır. Ve iddia ediyoruz ki yeni bir Türkiye kuracağız. Çünkü sevgili ülkemize bu karanlık, bu adaletsizlik, bu eşitsizlik hiç yakışmıyor" ifadelerini kullandı.
Maçoğlu: Tekerlerine çomak sokacağız
Kemal Okuyan'ın konuşmasının ardından TKP Dersim adayı Fatih Mehmet Maçoğlu ve Mazgirt adayı Derya Öz kürsüye çıkarak mitinge katılan yurttaşları selamladı.
Ardından söz alan Ovacık Belediye Başkanı ve Dersim Belediye Başkan adayı Maçoğlu, yaptığı konuşmada "Ovacık'ta yakılan ateşin burada pekiştiğini görüyoruz. Bugün ülkede tarımı yok edenler kapitalistlerdir, emperyalistlerdir. Onlara karşı bilimi, aydınlığı kuşananlar olarak buradayız. 8 yıldır savaşta olan Suriye'den patates alıyoruz. Bu ülkenin emekçilerini yok etmeye çalışanların karşısına biz sosyalistler, yurtseverler, komünistler olarak çıkacağız, onların tekerine çomak sokacağız. Yeni güzel bir dünya için mücadele edeceğiz, yani yaşamı savunacağız. Derelere, ovaları ne varsa sattılar, şimdi de umudumuzu satmaya çalışıyorlar, buna izin vermeyeceğiz" dedi.
Gittikleri her yerde yaptıkları çalışmaları ütopya olarak tanımladıklarını söyleyen Maçoğlu, "Ütopyamıza ulaşana kadar mücadele edeceğiz, onun ütopya olmadığını herkese göstereceğiz. Artık büyük bir havuza vicdanların dolduğunu görüyoruz, hepimizin vicdanı orada buluşacak, bu havuz taşacak, ülkemize, ülkemiz dışında mazlum halklara taşacak. Şimdi sosyalistler geliyor, şimdi komünistler geliyor. 31 Mart'ta komünistleri destekleyin, TKP'ye oy verin yoldaşlar. Sizleri üyesi olduğum SMF adına selamlıyorum" ifadelerini kullandı.
Maçoğlu'nun ardından söz alan Mazgirt adayı Derya Öz, Ovacık'ta yanan ateşi her yerde harlamanın görevleri olduğunu vurgularken, kadınların bu mücadelenin en ön safında olduğunu dile getirdi.
Öz, "Zenginler zevk sefa içinde yaşarken, emekçilere açlığı reva görenlere inat yeni yaşamı var etmek için çalışacağız. Bugün bu meydanı nasıl doldurduysak, 31 Mart'ta da bu ateşin memleketin dört bir yanında yandığını görmek bizim borcumuzdur, bu borcu ödemenin zamanıdır yoldaşlar. 31 Mart günü oylar söz, yetki, karar kadınların diye komünist kadınlara. Oylar 31 Mart'ta Türkiye Komünist Partisi'ne dostlar" dedi.
Öz ve Maçoğlu'nun ardından Yapıcılar grubu yeniden şarkılarıyla sahne aldı.
Zehra Güner: Kadın olduğumuz için bu gerici, patron düzenine kafa tutarız
TKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Zehra Güner, konuşmasını yapmak üzere kürsüye geldi.
"İki gün önce 8 Martı kutladık. Dünya emekçi kadınlar gününü. Buradan bir kez daha hep birlikte, boyun eğmeyen kadınların, sömürüye, şiddete karşı mücadele eden kadınların, emekçi kadınlar gününü kutlayalım" diyen Güner, "Bugün İstanbul’a baktığımızda kentte öncelikle gördüğümüz yağma ve talan, ama diğeri; ülkemizdeki gericileşmeye paralel gericileştirilen bir kent görüyoruz. Bu onların, saltanat kayığında olanların İstanbul’u. Bakın, onların İstanbul’unda kızların kuran kursuna gönderilmesi var, kadınları eve kapatan projeler var, kadın emeği sömürüsü var, kadın cinayetleri var. Onların İstanbul’unda kadına verilen rol, ise itaat. AKP’nin İstanbul adayı Binali Yıldırım kadınlara “itaat et rahat et” dedi. Bu kadına yönelik şiddete onaydır, bu kadın cinayetlerine onaydır, bu kadın düşmanlığıdır. Kadınlar size neden itaat etsin? Her şeyden önce kadın olduğumuz için bu gerici, patron düzenine kafa tutarız" ifadelerini kullandı.
Güner, konuşmasına şöyle devam etti:
"Biz boyun eğmeyen kadınlarız, biz sizin düzeninizi reddediyoruz, biz Flormar işçileri gibi sendika yasağını reddediyoruz, örgütlenme yasağını reddediyoruz, patron dayatmalarını, kadının sömürüsünü reddediyoruz, bize dayatılan kadın rollerini reddediyoruz. Biz size itaat etmeyeceğiz, Bu dayattığınız düzeni yıkacağız, yeni bir düzen kuracağız.
'Bir onların İstanbul'u var, bir de bizim yaşadığımız İstanbul'
Dostlar bakın, bir onların İstanbul’u var, bir de bizim yaşadığımız İstanbul. Onların İstanbul’unda yağma var, kamu mallarını yandaşlara, patronlara peşkeş çekilmesi var, talan var, yobazlar var, tarikat şeyhleri var, müteahhitler var. Paranın gücü ile onlar kendi İstanbul’unu inşa etti. Kentin tarihi, kültürel dokusunu ve doğal değerlerini yerle bir ettiler. Çevre katliamı yaptılar, kentin su kaynaklarını, temiz hava kaynaklarını yok ettiler, kentsel dönüşüm adı altında emekçilerin evlerine el koydular, kentin havasının kirlenmesine neden oldular, tarım arazilerini imara açtılar, kamu yararını hiçe saydılar ve kültürel değerleri yozlaştırdılar. Dostlar, onların proje düşkünlüğü kentimizin sonunu getirdi. Evet onların İstanbul’unda hak, sadaka; vatandaş ise kul kabul ediliyor. Bizim yaşadığımız mı? Onlar bütün projelerini milyonlarca emekçiyi, yani bizi emeğimizi, değerlerimizi sömürerek yaptı. Onların projesi bizim daha fazla sömürümüz ve bizim için yaşanmaz, pahalı kent anlamına geldi. Onların her projesi milyonlarca emekçinin yaşamının hiçe sayılması anlamına geldi. Onların İstanbul’unda biz, havalimanı inşaatında iş cinayetlerinde ölen işçiler olduk, Onların İstanbul’unda aylarca projelerinde ücretleri verilmeden çalışanlar olduk, Onların İstanbul’unda yol yapıyoruz diyerek paraları yandaşlara, emperyalistlere verilenler olduk, Onların İstanbul’unda tarım arazileri imara açıldığı için pazardan alışveriş yapmaya parası yetmeyenler olduk, yol inşaatlarında üzerine viyadük çöken işçiler olduk, Kartal’da çöken binaların altında kalan vatandaş olduk, biz evine okuluna işine gitmek için hergün saatlerce izdiham yaşayarak yolculuk yapanlar, ev kiramızı ödemekte zorlananlar olduk. Biz bu kadar zor koşullarda istanbul’da yaşarken onlar bizden aldıklarını, patronlara aktardı. Bundan da hiç utanmadılar. Ama bilsinler, bilsinler dostlar, bu hesap burada bitmez. (sol.org.tr)
Seçimlere "Paranın saltanatı varsa halkın TKP'si var" ve "Aynı gemide değiliz" sloganıyla girecek olan TKP'nin Kartal mitingi için binlerce kişi Kartal Meydanı'nda bir araya geldi.
Mitingde ilk olarak Yapıcılar grubu sahne aldı.
Yapıcılar grubunun ardından mitingin sunucusu tiyatro sanatçısı Orhan Aydın sahne aldı.
Hırsızlarla, sömürücülerle aynı safta yer almayanların bir araya geldiğini vurgulayan Aydın, "Eşitliğin, özgürlüğün ve sosyalizmin bayrağını inadına havaya kaldıranlar hoş geldiniz. Flormar, Cargill işçileri hoş geldiniz" dedi.
'Yeni bir Türkiye kuracağız'
Aydın, kürsüye TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan'ı davet etti.
Okuyan, "Ülkenin durumu ortada, karanlık… Bugünse hava güneşli… Karanlığın biteceğini müjdeliyor bize. Bitecek elbette, büyük şairimizin, Nazım Hikmet’in dediği gibi dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya, dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle: işçi tulumuyla bu güzelim memlekette hürriyet…" dedi.
Meselenin özünün yeni bir Türkiye oluşturmak olduğunu belirten Okuyan, "Yeni derken şu suyu çıkarılan “yeni”den söz etmiyorum. Biliyorsunuz, yeni Türkiye oluşturacağız dediler meğer yeni dedikleri yeni Osmanlı özlemiymiş, 100 yıl öncesinin kafasıyla ülkeyi yeniden tasarlamaya kalktılar. Sonra ana muhalefet de kendisini yenileyecekti. Hatta adını da koydular Yeni CHP diye… Meğer yeni CHP dedikleri de daha sağcı, liberal, piyasacı, laiklikten iyice uzak bir partiymiş. O yüzden “yeni” derken bu kavramı bir yurtsever gibi, devrimci gibi, komünistçe kullanıyoruz. Bizim için yeni daha ileri, daha gelişkin, daha aydınlık, daha güzel olandır. Ve iddia ediyoruz ki yeni bir Türkiye kuracağız. Çünkü sevgili ülkemize bu karanlık, bu adaletsizlik, bu eşitsizlik hiç yakışmıyor" ifadelerini kullandı.
Maçoğlu: Tekerlerine çomak sokacağız
Kemal Okuyan'ın konuşmasının ardından TKP Dersim adayı Fatih Mehmet Maçoğlu ve Mazgirt adayı Derya Öz kürsüye çıkarak mitinge katılan yurttaşları selamladı.
Ardından söz alan Ovacık Belediye Başkanı ve Dersim Belediye Başkan adayı Maçoğlu, yaptığı konuşmada "Ovacık'ta yakılan ateşin burada pekiştiğini görüyoruz. Bugün ülkede tarımı yok edenler kapitalistlerdir, emperyalistlerdir. Onlara karşı bilimi, aydınlığı kuşananlar olarak buradayız. 8 yıldır savaşta olan Suriye'den patates alıyoruz. Bu ülkenin emekçilerini yok etmeye çalışanların karşısına biz sosyalistler, yurtseverler, komünistler olarak çıkacağız, onların tekerine çomak sokacağız. Yeni güzel bir dünya için mücadele edeceğiz, yani yaşamı savunacağız. Derelere, ovaları ne varsa sattılar, şimdi de umudumuzu satmaya çalışıyorlar, buna izin vermeyeceğiz" dedi.
Gittikleri her yerde yaptıkları çalışmaları ütopya olarak tanımladıklarını söyleyen Maçoğlu, "Ütopyamıza ulaşana kadar mücadele edeceğiz, onun ütopya olmadığını herkese göstereceğiz. Artık büyük bir havuza vicdanların dolduğunu görüyoruz, hepimizin vicdanı orada buluşacak, bu havuz taşacak, ülkemize, ülkemiz dışında mazlum halklara taşacak. Şimdi sosyalistler geliyor, şimdi komünistler geliyor. 31 Mart'ta komünistleri destekleyin, TKP'ye oy verin yoldaşlar. Sizleri üyesi olduğum SMF adına selamlıyorum" ifadelerini kullandı.
Maçoğlu'nun ardından söz alan Mazgirt adayı Derya Öz, Ovacık'ta yanan ateşi her yerde harlamanın görevleri olduğunu vurgularken, kadınların bu mücadelenin en ön safında olduğunu dile getirdi.
Öz, "Zenginler zevk sefa içinde yaşarken, emekçilere açlığı reva görenlere inat yeni yaşamı var etmek için çalışacağız. Bugün bu meydanı nasıl doldurduysak, 31 Mart'ta da bu ateşin memleketin dört bir yanında yandığını görmek bizim borcumuzdur, bu borcu ödemenin zamanıdır yoldaşlar. 31 Mart günü oylar söz, yetki, karar kadınların diye komünist kadınlara. Oylar 31 Mart'ta Türkiye Komünist Partisi'ne dostlar" dedi.
Öz ve Maçoğlu'nun ardından Yapıcılar grubu yeniden şarkılarıyla sahne aldı.
Zehra Güner: Kadın olduğumuz için bu gerici, patron düzenine kafa tutarız
TKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Zehra Güner, konuşmasını yapmak üzere kürsüye geldi.
"İki gün önce 8 Martı kutladık. Dünya emekçi kadınlar gününü. Buradan bir kez daha hep birlikte, boyun eğmeyen kadınların, sömürüye, şiddete karşı mücadele eden kadınların, emekçi kadınlar gününü kutlayalım" diyen Güner, "Bugün İstanbul’a baktığımızda kentte öncelikle gördüğümüz yağma ve talan, ama diğeri; ülkemizdeki gericileşmeye paralel gericileştirilen bir kent görüyoruz. Bu onların, saltanat kayığında olanların İstanbul’u. Bakın, onların İstanbul’unda kızların kuran kursuna gönderilmesi var, kadınları eve kapatan projeler var, kadın emeği sömürüsü var, kadın cinayetleri var. Onların İstanbul’unda kadına verilen rol, ise itaat. AKP’nin İstanbul adayı Binali Yıldırım kadınlara “itaat et rahat et” dedi. Bu kadına yönelik şiddete onaydır, bu kadın cinayetlerine onaydır, bu kadın düşmanlığıdır. Kadınlar size neden itaat etsin? Her şeyden önce kadın olduğumuz için bu gerici, patron düzenine kafa tutarız" ifadelerini kullandı.
Güner, konuşmasına şöyle devam etti:
"Biz boyun eğmeyen kadınlarız, biz sizin düzeninizi reddediyoruz, biz Flormar işçileri gibi sendika yasağını reddediyoruz, örgütlenme yasağını reddediyoruz, patron dayatmalarını, kadının sömürüsünü reddediyoruz, bize dayatılan kadın rollerini reddediyoruz. Biz size itaat etmeyeceğiz, Bu dayattığınız düzeni yıkacağız, yeni bir düzen kuracağız.
'Bir onların İstanbul'u var, bir de bizim yaşadığımız İstanbul'
Dostlar bakın, bir onların İstanbul’u var, bir de bizim yaşadığımız İstanbul. Onların İstanbul’unda yağma var, kamu mallarını yandaşlara, patronlara peşkeş çekilmesi var, talan var, yobazlar var, tarikat şeyhleri var, müteahhitler var. Paranın gücü ile onlar kendi İstanbul’unu inşa etti. Kentin tarihi, kültürel dokusunu ve doğal değerlerini yerle bir ettiler. Çevre katliamı yaptılar, kentin su kaynaklarını, temiz hava kaynaklarını yok ettiler, kentsel dönüşüm adı altında emekçilerin evlerine el koydular, kentin havasının kirlenmesine neden oldular, tarım arazilerini imara açtılar, kamu yararını hiçe saydılar ve kültürel değerleri yozlaştırdılar. Dostlar, onların proje düşkünlüğü kentimizin sonunu getirdi. Evet onların İstanbul’unda hak, sadaka; vatandaş ise kul kabul ediliyor. Bizim yaşadığımız mı? Onlar bütün projelerini milyonlarca emekçiyi, yani bizi emeğimizi, değerlerimizi sömürerek yaptı. Onların projesi bizim daha fazla sömürümüz ve bizim için yaşanmaz, pahalı kent anlamına geldi. Onların her projesi milyonlarca emekçinin yaşamının hiçe sayılması anlamına geldi. Onların İstanbul’unda biz, havalimanı inşaatında iş cinayetlerinde ölen işçiler olduk, Onların İstanbul’unda aylarca projelerinde ücretleri verilmeden çalışanlar olduk, Onların İstanbul’unda yol yapıyoruz diyerek paraları yandaşlara, emperyalistlere verilenler olduk, Onların İstanbul’unda tarım arazileri imara açıldığı için pazardan alışveriş yapmaya parası yetmeyenler olduk, yol inşaatlarında üzerine viyadük çöken işçiler olduk, Kartal’da çöken binaların altında kalan vatandaş olduk, biz evine okuluna işine gitmek için hergün saatlerce izdiham yaşayarak yolculuk yapanlar, ev kiramızı ödemekte zorlananlar olduk. Biz bu kadar zor koşullarda istanbul’da yaşarken onlar bizden aldıklarını, patronlara aktardı. Bundan da hiç utanmadılar. Ama bilsinler, bilsinler dostlar, bu hesap burada bitmez. (sol.org.tr)