Bu eser, çocuklarını ve sevdiklerini hayatının merkezine koyarken kendi varlığını askıya alan kadınların suskun hikâyesine odaklanır. “Yuva” kavramı romantize edilmez; aksine bu yuvanın içinde kimlerin kaybolduğu sorusu ısrarla gündeme getirilir. Çünkü bazı kadınlar, “çocuklarım benim dünyam” derken, fark edilmeden kendi dünyalarından vazgeçer.