Bu yeniliğin merkezinde özel polimerler bulunuyor. Elektrotlara entegre edilen bu polimerler, çatlaklar oluştuğunda hasarlı bölgelere akarak yeniden bağ kuruyor ve hem iletkenliği hem de yapısal bütünlüğü geri kazandırıyor. Bu süreç defalarca tekrarlanabiliyor ve bataryanın çok daha uzun süre sağlam kalmasını mümkün kılıyor.Laboratuvar testlerinde, kendi kendini onaran bataryalar 5.000’den fazla şarj döngüsüne dayanırken, standart lityum iyon bataryalar ortalama 1.500 döngüde performans kaybı yaşadı. Bu durum, elektrikli araçların onlarca yıl boyunca batarya değişimine gerek kalmadan kullanılabileceğini gösteriyor.Otomotiv sektöründen şimdiden yoğun ilgi gören teknoloji, uzun vadede araç maliyetlerini düşürebilir ve elektrikli araçları daha erişilebilir hale getirebilir. Ayrıca akıllı telefon, dizüstü bilgisayar ve enerji depolama sistemleri gibi farklı alanlarda da kullanım potansiyeli taşıyor.Çevresel etkiler de dikkat çekici. Daha dayanıklı bataryalar sayesinde yeni üretim ihtiyacı azalacak, bu da nadir madenlere olan talebi düşürecek ve karbon emisyonlarını azaltmaya katkı sağlayacak. Uzmanlara göre bu gelişme, yalnızca güçlü değil, aynı zamanda akıllı ve sürdürülebilir enerji depolama sistemlerinin önünü açıyor.Bu buluş, “tek kullanımlık batarya” kültürünün sonunu getirerek, nesiller boyu dayanabilecek enerji çözümlerine kapı aralayabilir.
Teknoloji
Yayınlanma: 06 Eylül 2025 - 13:09
Kendi Kendini Onaran Elektrikli Araç Bataryası
Amerika Birleşik Devletleri’nde malzeme bilimciler, elektrikli araçların ömrünü kökten değiştirebilecek bir yenilik geliştirdi: kendi kendini onaran batarya. Geleneksel lityum iyon bataryalarda şarj ve deşarj döngüleri sırasında elektrotlarda oluşan mikroskobik çatlaklar, zamanla performans kaybına ve batarya arızalarına yol açarken, bu yeni teknoloji bataryanın kendi hasarını otomatik olarak tamir etmesini sağlıyor.
Teknoloji
06 Eylül 2025 - 13:09
İlginizi Çekebilir









