Safranbolu Belediyesi Sosyal Tesisinin Serüveni
Safranbolu Eski Belediye Başkanı Kızıltan Ulukavak, Safranbolu Belediyesinin aylık yayın organı “Altın Safran” gazetesinde yayımlanan “Safranbolu Belediyesi Sosyal Tesisinin Serüveni” başlıklı köşe yazısında, “yeniden kavuşma”nın tarihi arka planını anlattı.
Ulukavak, sosyal tesisi yenileyerek ilçe halkının hizmetine sunan Belediye Başkanı Elif Köse’yi kutlayarak başladığı yazısında, şu ifadelere yer verdi
“Bağlar Arslanlar’da yakın zamanda hizmete sunulan Belediye sosyal tesisi, Safranbolu’da yokluğu geniş boyutlarda sorun yaratmakta olan bir gereksinimi sona erdirme açısından sevinçle karşılanmıştır.
Bu nedenle Safranboluluları, sosyal nitelikli böyle önemli bir olanağa yeniden kavuşturan, başta Belediye Başkanı Sayın Elif KÖSE olmak üzere, Belediye’nin ilgili birimleri ve çalışanları öncelikle kutlanmalıdır.
Bu kutlamada ‘Yeniden kavuşma’ deyimi, geçmişi anımsatma yönünden özellikle seçilmiştir. Çünkü söz konusu tesis, bilinebildiği kadarıyla, 1920’li yılların ikinci yarısına, 1930’lu yılların başına kadar uzanan bir geçmişe sahiptir.
Söylenenlere göre bir kısmı gayrimüslim mezarlığı olan yerin, etraftaki alanla da birleştirilerek Belediye’ye ait bir park ve bahçe olarak düzenlenmesi yüzyıla yakın bir zaman önce gerçekleştirilmiş ve bahçeye tek katlı küçük bir hizmet binası da yapılmıştır.
1940’lı ve 50’li yıllarda bu satırların yazarının da bizzat gözlemlediği ve tanık olduğu üzere, kışın Bağlar’da oturanlar çok az olduğundan, özellikle bahar ve yaz aylarında Arslanlar bahçesi hemen herkesin oturma, çay-kahve içme, dinlenme, buluşma ve serinleme mahalli olarak öne çıkmıştır.
Daha sonra Arslanlar Bahçesi, Belediye tarafından Karabük T. Demir Çelik İşletmelerine satılır ve bahçedeki eski küçük hizmet binası yıkılarak, 1960 yıllarının başında bugün mevcut binanın alt katı, 1970 yılında da üst katı Demir Çelik İşletmeleri tarafından yaptırılır. Bu yeni tesis ”İşçi Lokali” adını alır.
Ancak Safranbolu halkı eskiden olduğu gibi bahçeden ve lokal adı verilen kapalı mekandan 1975 yılına kadar yararlanmaya devam eder. Bakım ve onarım için kısa bir süre kapalı kalan lokal 24 Ekim 1975’te yeniden hizmete açıldığında, lokal yönetimini T. Demir Çelik İşletmeleri’nden devralan Çelik-İş Sendikası tarafından lokal kapısına asılan bir duyuruda, lokalden bundan böyle sadece Demir-Çelik İşletmeleri mensupları ile Çelik-İş Sendikası üyelerinin yararlanabileceği bildirilir.
Aynı duyuruda belirtilen nitelikleri taşımayanların lokale üye olmak için başvurmalarına, lokal yönetiminin üyelik istemini uygun bulmasına ve ayda 25 lira üyelik aidatı ödemelerinin gerektiğine ilişkin kurallara da yer verilir.
Bu kurallar Safranbolu halkına karşı büyük bir haksızlıktır. Belediye bahçesinin, yıllar önce Demir Çelik’e, Safranboluluların yararlanmasına bir engel oluşmayacak koşullarda devredildiği söylenirdi. Bu durumda böyle bir uygulamaya, Safranbolu halkının yasal
temsilcisi sıfatıyla Belediye olarak sessiz ve tepkisiz kalınamazdı. Sendika yetkilileri ile görüşülür, kararlarında ısrar ederler.
Belediye Meclisi’nin toplantıda bulunmadığı zamanlarda, ilk toplantısında Meclisin onayına sunmak üzere Belediye Encümeni’nce karar alabileceğini öngören 1580 sayılı Belediye Kanunu uyarınca; madem Demir-Çelik tesislerinden Safranbolu halkının yararlanmasına engel olunuyor, Safranbolu Belediyesi’nin de lokale hizmet sunmamasını, bu amaçla tesisin elektrik ve suyunun kesilmesini, zamanın Belediye Başkanı, Belediye Encümeni’ne önerir. Encümen 1 Kasım 1975 tarihine kadar söz konusu uygulamadan geri dönülmezse elektrik ve suyun kesilmesini uygun bulur ve alınan karar T.Demir-Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne bildirilir.
Uygulamadan geri dönülmeyince elektrik ve su kesilir. O yıllarda, günümüzden farklı olarak, kentlerde elektrik dağıtım hizmeti de Belediyelerin görev alanındadır.
Ancak, çok sayıda likit gazlı lüks lambalarıyla aydınlatılmak ve Karabük’ten tankerlerle getirilen suyun bahçenin en üst kotunda, sınırdaki depoya boşaltılmasıyla lokal açık kalmaya devam eder; elektrik ve suyun kesilmesi beklendiği ölçüde etkili olmaz.
Bu arada, randevu alarak Belediye Başkanı, zamanın T. Demir-Çelik İşletmeleri Genel Müdürü Cavit MUTUŞ’la görüşür. 05 Kasım1975 günü yapılan ve Çelik-İş Sendikası Başkanı rahmetli Sayın Şükrü Korkmaz GİDER’in de katıldığı görüşmede, Genel Müdür’ün lokalin yönetimini Sendikaya devretmiş olduklarını ve sendikanın uygulamalarına karışamayacaklarını belirtmesi üzerine; Belediye Başkanı, mülkiyet Genel Müdürlükte kaldığına ve sadece lokalin işletmesi devredildiğine göre, Sendika’nın, yıllardır sürdürülen Safranbolululara ilişkin uygulamayı değiştirme yetkisine sahip olmaması gerektiği yanıtını verir.
Bu arada Sendika Başkanı da, üye olmadan ve aidat ödemeden Belediye Başkanı’nın lokalden yararlanabileceği vaadinde bulunur. Bu vaad kişisel değil, toplumsal amaçlı bir istemde bulunulduğu yinelenerek, zamanın Belediye Başkanı’nca şiddetli bir tepkiyle reddedilir.
Aslında Genel Müdür, yapılacak toplu sözleşme görüşmelerinde Sendika Başkanı’na karşı güç durumda kalmamanın hesabı içinde olduğundan, toplantı bir sonuç alınamadan sona erer.
Ertesi gün 6 Kasım 1975 tarihinde Genel Müdürlük 1 Hukuk Müşaviri’nin, noter kanalıyla Belediye Başkanlığı’na değil, dönemin Safranbolu Belediye Başkanı’nın adına gönderdiği ihtarnamede, lokalin herkese açılmasına ilişkin yasal bir zorunluluk bulunmadığı; elektrik ile suyun 24 saat içinde bağlanmaması halinde Belediye Başkanı hakkında idari ve cezai kovuşturma için ilgili mercilere başvurulacağı ve uğranılan zararın şahsen tazmininin istenileceği bildirilir.
Belediye Başkanı, lokalden yararlanmaktan Safranbolu halkını yoksun bırakacak bir biçimde bahçenin Demir-Çelik’e satılmasını, Safranbolulu hiç kimsenin ve özellikle zamanın yetkililerin kabul edemeyeceği, asla düşünemeyeceği inancıyla, siyasal çekişme ve kırgınlıkları bir tarafa atarak, satış işleminin yapıldığı 1957 yılının Belediye Başkanı rahmetli Sayın Ömer AN’a gider. Aldığı yanıt şudur
“Safranbolu’ya dönemin İşletmeler Bakanı Samet AĞAOĞLu gelmişti. Ona her türlü sosyal tesisi Karabük’e yapıyorsunuz, oysa Demir-Çelik’e memuru da, işçiyi de Safranbolu’dan biz gönderiyoruz dediğimde; verin bir yer, size de yapalım cevabını aldım. O nedenle Demir-Çelik’e Arslanlar Bahçesi’ni sattık. Bakan’la buradan eskisi gibi Safranboluluların yararlanmasını da konuşmuştuk.”
Samet AĞAOĞLU, Demokrat Parti döneminin ve Menderes Hükümetleri’nin en güçlü Bakanlarından biriydi. Ancak, kendisiyle yapılan, tesisten Safranboluluların yararlanmasının ilişkin konuşmalar acaba yazılı resmi belgelere intikal etmiş miydi? Bu satırların yazarı, dönemin Belediye Başkanı tapuya gidip satış işlemlerini incelediğinde, konuşulanların ne yazık ki sözde kaldığı gerçeği ile karşı karşıya kalır.
Hiç bir kayıt ve şart koşulmadan Arslanlar bahçesi’nin 1957 yılında 10 Bin liraya, Demir-Çelik’e Belediye Encümen kararıyla satıldığını görür. Tapucu rahmetli Baki AYTAN’a, “Belediye taşınmazları Encümen Kararıyla değil, Belediye Meclis kararıyla satılabilir, burada Meclis kararı yok” dediğinde,“her iki idarenin yetkili temsilcileri sattım ve aldım dediğine göre, satış işlemi tamamlanmıştır” yanıtını alır.
Safranbolu Eski Belediye Başkanı Kızıltan Ulukavak, Safranbolu Belediyesinin aylık yayın organı “Altın Safran” gazetesinde yayımlanan “Safranbolu Belediyesi Sosyal Tesisinin Serüveni” başlıklı köşe yazısında, “yeniden kavuşma”nın tarihi arka planını anlattı.
Ulukavak, sosyal tesisi yenileyerek ilçe halkının hizmetine sunan Belediye Başkanı Elif Köse’yi kutlayarak başladığı yazısında, şu ifadelere yer verdi
“Bağlar Arslanlar’da yakın zamanda hizmete sunulan Belediye sosyal tesisi, Safranbolu’da yokluğu geniş boyutlarda sorun yaratmakta olan bir gereksinimi sona erdirme açısından sevinçle karşılanmıştır.
Bu nedenle Safranboluluları, sosyal nitelikli böyle önemli bir olanağa yeniden kavuşturan, başta Belediye Başkanı Sayın Elif KÖSE olmak üzere, Belediye’nin ilgili birimleri ve çalışanları öncelikle kutlanmalıdır.
Bu kutlamada ‘Yeniden kavuşma’ deyimi, geçmişi anımsatma yönünden özellikle seçilmiştir. Çünkü söz konusu tesis, bilinebildiği kadarıyla, 1920’li yılların ikinci yarısına, 1930’lu yılların başına kadar uzanan bir geçmişe sahiptir.
Söylenenlere göre bir kısmı gayrimüslim mezarlığı olan yerin, etraftaki alanla da birleştirilerek Belediye’ye ait bir park ve bahçe olarak düzenlenmesi yüzyıla yakın bir zaman önce gerçekleştirilmiş ve bahçeye tek katlı küçük bir hizmet binası da yapılmıştır.
1940’lı ve 50’li yıllarda bu satırların yazarının da bizzat gözlemlediği ve tanık olduğu üzere, kışın Bağlar’da oturanlar çok az olduğundan, özellikle bahar ve yaz aylarında Arslanlar bahçesi hemen herkesin oturma, çay-kahve içme, dinlenme, buluşma ve serinleme mahalli olarak öne çıkmıştır.
Daha sonra Arslanlar Bahçesi, Belediye tarafından Karabük T. Demir Çelik İşletmelerine satılır ve bahçedeki eski küçük hizmet binası yıkılarak, 1960 yıllarının başında bugün mevcut binanın alt katı, 1970 yılında da üst katı Demir Çelik İşletmeleri tarafından yaptırılır. Bu yeni tesis ”İşçi Lokali” adını alır.
Ancak Safranbolu halkı eskiden olduğu gibi bahçeden ve lokal adı verilen kapalı mekandan 1975 yılına kadar yararlanmaya devam eder. Bakım ve onarım için kısa bir süre kapalı kalan lokal 24 Ekim 1975’te yeniden hizmete açıldığında, lokal yönetimini T. Demir Çelik İşletmeleri’nden devralan Çelik-İş Sendikası tarafından lokal kapısına asılan bir duyuruda, lokalden bundan böyle sadece Demir-Çelik İşletmeleri mensupları ile Çelik-İş Sendikası üyelerinin yararlanabileceği bildirilir.
Aynı duyuruda belirtilen nitelikleri taşımayanların lokale üye olmak için başvurmalarına, lokal yönetiminin üyelik istemini uygun bulmasına ve ayda 25 lira üyelik aidatı ödemelerinin gerektiğine ilişkin kurallara da yer verilir.
Bu kurallar Safranbolu halkına karşı büyük bir haksızlıktır. Belediye bahçesinin, yıllar önce Demir Çelik’e, Safranboluluların yararlanmasına bir engel oluşmayacak koşullarda devredildiği söylenirdi. Bu durumda böyle bir uygulamaya, Safranbolu halkının yasal
temsilcisi sıfatıyla Belediye olarak sessiz ve tepkisiz kalınamazdı. Sendika yetkilileri ile görüşülür, kararlarında ısrar ederler.
Belediye Meclisi’nin toplantıda bulunmadığı zamanlarda, ilk toplantısında Meclisin onayına sunmak üzere Belediye Encümeni’nce karar alabileceğini öngören 1580 sayılı Belediye Kanunu uyarınca; madem Demir-Çelik tesislerinden Safranbolu halkının yararlanmasına engel olunuyor, Safranbolu Belediyesi’nin de lokale hizmet sunmamasını, bu amaçla tesisin elektrik ve suyunun kesilmesini, zamanın Belediye Başkanı, Belediye Encümeni’ne önerir. Encümen 1 Kasım 1975 tarihine kadar söz konusu uygulamadan geri dönülmezse elektrik ve suyun kesilmesini uygun bulur ve alınan karar T.Demir-Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne bildirilir.
Uygulamadan geri dönülmeyince elektrik ve su kesilir. O yıllarda, günümüzden farklı olarak, kentlerde elektrik dağıtım hizmeti de Belediyelerin görev alanındadır.
Ancak, çok sayıda likit gazlı lüks lambalarıyla aydınlatılmak ve Karabük’ten tankerlerle getirilen suyun bahçenin en üst kotunda, sınırdaki depoya boşaltılmasıyla lokal açık kalmaya devam eder; elektrik ve suyun kesilmesi beklendiği ölçüde etkili olmaz.
Bu arada, randevu alarak Belediye Başkanı, zamanın T. Demir-Çelik İşletmeleri Genel Müdürü Cavit MUTUŞ’la görüşür. 05 Kasım1975 günü yapılan ve Çelik-İş Sendikası Başkanı rahmetli Sayın Şükrü Korkmaz GİDER’in de katıldığı görüşmede, Genel Müdür’ün lokalin yönetimini Sendikaya devretmiş olduklarını ve sendikanın uygulamalarına karışamayacaklarını belirtmesi üzerine; Belediye Başkanı, mülkiyet Genel Müdürlükte kaldığına ve sadece lokalin işletmesi devredildiğine göre, Sendika’nın, yıllardır sürdürülen Safranbolululara ilişkin uygulamayı değiştirme yetkisine sahip olmaması gerektiği yanıtını verir.
Bu arada Sendika Başkanı da, üye olmadan ve aidat ödemeden Belediye Başkanı’nın lokalden yararlanabileceği vaadinde bulunur. Bu vaad kişisel değil, toplumsal amaçlı bir istemde bulunulduğu yinelenerek, zamanın Belediye Başkanı’nca şiddetli bir tepkiyle reddedilir.
Aslında Genel Müdür, yapılacak toplu sözleşme görüşmelerinde Sendika Başkanı’na karşı güç durumda kalmamanın hesabı içinde olduğundan, toplantı bir sonuç alınamadan sona erer.
Ertesi gün 6 Kasım 1975 tarihinde Genel Müdürlük 1 Hukuk Müşaviri’nin, noter kanalıyla Belediye Başkanlığı’na değil, dönemin Safranbolu Belediye Başkanı’nın adına gönderdiği ihtarnamede, lokalin herkese açılmasına ilişkin yasal bir zorunluluk bulunmadığı; elektrik ile suyun 24 saat içinde bağlanmaması halinde Belediye Başkanı hakkında idari ve cezai kovuşturma için ilgili mercilere başvurulacağı ve uğranılan zararın şahsen tazmininin istenileceği bildirilir.
Belediye Başkanı, lokalden yararlanmaktan Safranbolu halkını yoksun bırakacak bir biçimde bahçenin Demir-Çelik’e satılmasını, Safranbolulu hiç kimsenin ve özellikle zamanın yetkililerin kabul edemeyeceği, asla düşünemeyeceği inancıyla, siyasal çekişme ve kırgınlıkları bir tarafa atarak, satış işleminin yapıldığı 1957 yılının Belediye Başkanı rahmetli Sayın Ömer AN’a gider. Aldığı yanıt şudur
“Safranbolu’ya dönemin İşletmeler Bakanı Samet AĞAOĞLu gelmişti. Ona her türlü sosyal tesisi Karabük’e yapıyorsunuz, oysa Demir-Çelik’e memuru da, işçiyi de Safranbolu’dan biz gönderiyoruz dediğimde; verin bir yer, size de yapalım cevabını aldım. O nedenle Demir-Çelik’e Arslanlar Bahçesi’ni sattık. Bakan’la buradan eskisi gibi Safranboluluların yararlanmasını da konuşmuştuk.”
Samet AĞAOĞLU, Demokrat Parti döneminin ve Menderes Hükümetleri’nin en güçlü Bakanlarından biriydi. Ancak, kendisiyle yapılan, tesisten Safranboluluların yararlanmasının ilişkin konuşmalar acaba yazılı resmi belgelere intikal etmiş miydi? Bu satırların yazarı, dönemin Belediye Başkanı tapuya gidip satış işlemlerini incelediğinde, konuşulanların ne yazık ki sözde kaldığı gerçeği ile karşı karşıya kalır.
Hiç bir kayıt ve şart koşulmadan Arslanlar bahçesi’nin 1957 yılında 10 Bin liraya, Demir-Çelik’e Belediye Encümen kararıyla satıldığını görür. Tapucu rahmetli Baki AYTAN’a, “Belediye taşınmazları Encümen Kararıyla değil, Belediye Meclis kararıyla satılabilir, burada Meclis kararı yok” dediğinde,“her iki idarenin yetkili temsilcileri sattım ve aldım dediğine göre, satış işlemi tamamlanmıştır” yanıtını alır.