Yaklaşık bir insan kılı kalınlığının onda biri genişliğinde tasarlanan nano-haplar, içlerinde manyetik parçacıklar ve ilaç rezervuarları taşıyor. Dolaşıma verildikten sonra doktorlar dış manyetik alanlar ve hassas manyetik görüntüleme kullanarak bu parçacıkları tümör bölgesine yönlendirebiliyor. Bu sayede klasik kemoterapide tüm vücuda yayılan toksik etki yerine doğrudan tümör üzerinde odaklı ilaç bırakımı mümkün hâle geliyor.
Hedef bölgeye ulaşıldığında nano-haplar, yerel olarak- kemoterapi ilaçlarını serbest bırakıyor; böylece sağlıklı dokuların maruz kaldığı bulantı, saç dökülmesi ve yorgunluk gibi yaygın yan etkiler minimuma indiriliyor. Aynı zamanda haplar, floresan sensörlerle donatılmış durumda; bu sayede tedavinin gerçek zamanlı izlemi söz konusu. Görev tamamlandığında ise haplar vücutta kalıcı kalmayacak biçimde güvenli şekilde çözünüyor ve geri dönüşüm sağlamıyor.
——
*Not: Haber metni, ilgili firmanın veya araştırma kurumunun resmi açıklamalarına dayalı olup henüz tüm klinik aşamaları tamamlanmamış bir teknolojiyi konu almaktadır.*









