CHP'nin ön seçimle belirlenecek Cumhurbaşkanı aday adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ön seçim çalışmaları kapsamında Ankara'da konuştu.
İmamoğlu'nun konuşmasında öne çıkanlar şu şekilde:
"CHP kayıtsız şartsız millete inanmanın partisidir. Yapacağımız ön seçim işte bu anlayışın ifadesidir. Nasıl ki ülkenin tek sahibi milletse, partinin de tek sahibi üyelerdir. 23 Mart'ta da siz ne derseniz o olacak. Cumhuriyet ve demokrasi adına yapılacak en doğru şeylerden birini yapıyoruz; partimizin cumhurbaşkanı adayını ön seçimle belirliyoruz. Ön seçim partimizin geleneklerinde ve ruhunda vardır. Sandıktan kaçanlar partilerini saraydan yönetenler yapacağımız ön seçimi istismar etmeye, kendilerine fayda çıkartmaya çalışıyorlar ama onlara bu fırsatı vermeyeceğiz. Çünkü bizim partimiz demokrasi devrimi yaptı. Bu devrime imza atan Özgür Özel'e onun nezdinde MYK üyelerimize genel sekreterimize, genel başkan yardımcılarımıza, parti meclis üyelerimize ve CHP'nin TBMM grubuna teşekkür ediyorum.
Sevgili dostlar, hepimiz biliyoruz ki bu gün Türkiye'de iki ayrı hukuk geçerli. İktidarın kanatları altındakileri en ağır suçları bile işlese yargılanmıyorlar, hak ettikleri hiçbir cezayı almıyorlar. Hatta sorgulayan bile yok. Ama başta CHP'liler olmak üzere iktidarı eleştirenlere hakkını arayanlara, adalet isteyenlere düşman hukuku uygulanıyor. Çünkü iktidarın eli de kolu da yargının içinde. Bundan en çok yüce Türk yargısının namuslu hakimleri, savcıları üzgün. Yargıyı en az güvenilen kurumu haline getirdiler.CHP'nin İstanbul'da 3 belediye başkanını gece karanlığında alıp hapse attılar. Buradan Ahmet Özere, Rıza Akpolat ve Alaattin Köseler'e selam olsun. Onların özgürlükleri için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bunların tek derdi sandıkta yenemedikleri ve asla yenemeyecekleri CHP'ye yargı eliyle diz çöktürmek istiyorlar. Bunlar ön seçim kararı aldıktan sonra savcılar ve medyaları partimize karşı taarruza geçtiler. Partimize ve bana yönelmiş olan bu yargı taarruzunun altında tek bir savcı var aslında. Ergenekon davaları sırasında ben CHP'nin Beylikdüzü'ndeki ilçe başkanıydım, ilçe örgütümüzle birlikte kumpas davalarına karşı güçlü mücadeleler verdik. O günleri yaşayanlar iyi bilirler malum savcı o günden bu güne türlü türlü renge boyandı, birileri tarafından hep aldatıldı. Ben ise siyasi duruşumu hiç değiştirmedim. Ve hala aynı malum savcıya karşı mücadele ediyorum. Yılmıyorum, korkmuyorum bir adım geri atmıyorum atmayacağım.Hakkımda neler planladıklarını duyuyorum, biliyorum. Sosyal medyadaki trolleri, kendi saray gazetecileri ve onun gibi olan tetikçileri televizyonda konuşuyorlar, çalışanlarımıza yurt dışı yasağı koyuyorlar, yol arkadaşlarımıza tanıdığımız tanımadığımız iş insanlarının mal varlıklarına tedbir koyuyorlar. Savcılığa hayırdır diye soranlara örgüt diyorlar. Anlıyoruz ki bir kaç kişinin birbirini tanıyor olmasından örgüt çıkartmaya çalışıyorlar.
İmamoğlu'nun konuşmasında öne çıkanlar şu şekilde:
"CHP kayıtsız şartsız millete inanmanın partisidir. Yapacağımız ön seçim işte bu anlayışın ifadesidir. Nasıl ki ülkenin tek sahibi milletse, partinin de tek sahibi üyelerdir. 23 Mart'ta da siz ne derseniz o olacak. Cumhuriyet ve demokrasi adına yapılacak en doğru şeylerden birini yapıyoruz; partimizin cumhurbaşkanı adayını ön seçimle belirliyoruz. Ön seçim partimizin geleneklerinde ve ruhunda vardır. Sandıktan kaçanlar partilerini saraydan yönetenler yapacağımız ön seçimi istismar etmeye, kendilerine fayda çıkartmaya çalışıyorlar ama onlara bu fırsatı vermeyeceğiz. Çünkü bizim partimiz demokrasi devrimi yaptı. Bu devrime imza atan Özgür Özel'e onun nezdinde MYK üyelerimize genel sekreterimize, genel başkan yardımcılarımıza, parti meclis üyelerimize ve CHP'nin TBMM grubuna teşekkür ediyorum.
'DEMOKRASİ TARİHİMİZİN EN GENİŞ KATILIMLI ÖN SEÇİMİNİ YAPACAĞIZ'
Demokrasi tarihimizin en geniş katılımlı ön seçimini yapacağız, partimizi ve tüm muhalefeti büyüteceğiz, güçlerimizi birleştireceğiz. Bu sandıktan tek bir üyeyi bile eksik bırakmadan yol almaya hep beraber çalışacağız. Milletten kaçanlara korku salacağız, milletimize umut kaynağı olacağız. Biz 23 Mart'ta kullanacağınız her oy ile saraydakine haddini bildireceğiz. Ön seçimde hep birlikte ona "Bak Erdoğan bu sandıktır, bu mühür. Mühür kendini sultan zannedenlerin değil milletindir. O sandıktan o mühürden kaçamayacaksın onu diyeceğiz.Bizler 23 Mart'ta tek yumruk halinde bu mesajı vereceğiz. Ülkedeki kara bulutları dağıtıp göndereceğiz. İstediğimiz bu ülkenin bütün cumhuriyetçileri demokratları yurtseverleri Atatürk sevdalıları adım adım birleşip bütünleşecek.Elbette yolumuz zor bir yol, yolumuz taşlı bir yol. Hedefe ulaşmak kolay olmayacak. Bundan sonra da bedel ödemek zorunda kalabiliriz. Kim umutsuzluğu düşerse onu kolundan tutup ayağa kalkacağız. Milletimize cesaretimizi kararlılığımızı göstereceğiz. Biz umudu geleceğe örgütlemiş bir partiyiz. Birbirimize olan ilişkimizdeki o güçlü bağlardan vazgeçmeyeceğiz.Sevgili dostlar, hepimiz biliyoruz ki bu gün Türkiye'de iki ayrı hukuk geçerli. İktidarın kanatları altındakileri en ağır suçları bile işlese yargılanmıyorlar, hak ettikleri hiçbir cezayı almıyorlar. Hatta sorgulayan bile yok. Ama başta CHP'liler olmak üzere iktidarı eleştirenlere hakkını arayanlara, adalet isteyenlere düşman hukuku uygulanıyor. Çünkü iktidarın eli de kolu da yargının içinde. Bundan en çok yüce Türk yargısının namuslu hakimleri, savcıları üzgün. Yargıyı en az güvenilen kurumu haline getirdiler.CHP'nin İstanbul'da 3 belediye başkanını gece karanlığında alıp hapse attılar. Buradan Ahmet Özere, Rıza Akpolat ve Alaattin Köseler'e selam olsun. Onların özgürlükleri için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bunların tek derdi sandıkta yenemedikleri ve asla yenemeyecekleri CHP'ye yargı eliyle diz çöktürmek istiyorlar. Bunlar ön seçim kararı aldıktan sonra savcılar ve medyaları partimize karşı taarruza geçtiler. Partimize ve bana yönelmiş olan bu yargı taarruzunun altında tek bir savcı var aslında. Ergenekon davaları sırasında ben CHP'nin Beylikdüzü'ndeki ilçe başkanıydım, ilçe örgütümüzle birlikte kumpas davalarına karşı güçlü mücadeleler verdik. O günleri yaşayanlar iyi bilirler malum savcı o günden bu güne türlü türlü renge boyandı, birileri tarafından hep aldatıldı. Ben ise siyasi duruşumu hiç değiştirmedim. Ve hala aynı malum savcıya karşı mücadele ediyorum. Yılmıyorum, korkmuyorum bir adım geri atmıyorum atmayacağım.Hakkımda neler planladıklarını duyuyorum, biliyorum. Sosyal medyadaki trolleri, kendi saray gazetecileri ve onun gibi olan tetikçileri televizyonda konuşuyorlar, çalışanlarımıza yurt dışı yasağı koyuyorlar, yol arkadaşlarımıza tanıdığımız tanımadığımız iş insanlarının mal varlıklarına tedbir koyuyorlar. Savcılığa hayırdır diye soranlara örgüt diyorlar. Anlıyoruz ki bir kaç kişinin birbirini tanıyor olmasından örgüt çıkartmaya çalışıyorlar.