Karayalçın, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Kent Konseyi, Bursa Planlama Ajansı ve Yerel Reform Girişimi Derneği iş birliğiyle düzenlenen "Yerel Reform Buluşmaları" panelinde konuştu. www.bursahaber16.com'da yer alan habere göre Karayalçın, Türkiye'nin konut sorununa dikkat çekerek, "Yeni Batıkent'lere, yeni Dikmen Vadilerine ihtiyaç var" dedi.
Karayalçın, "Türkiye bir konut krizi yaşıyor. Bu kriz, enflasyonun temel taşıyıcısı haline geldi” derken, konut sorununa çözüm olarak kentsel toprak reformunun yapılması ve yeni bir kentleşme siyasetinin izlenmesi gerektiğini vurguladı.
"Konut hakkı, toplumsal adaleti güçlendirir"
Bursa Kent Konseyi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Gül Sayan Atanur da konut hakkının sadece fiziksel bir barınma ihtiyacını karşılamakla sınırlı olmadığını belirterek, "Konut hakkı aynı zamanda bireylerin yaşam kalitesini artıran, toplumsal adaleti güçlendiren ve sürdürülebilir kentleşmenin temelini oluşturan bir haktır" dedi. Atanur, konut hakkının kolektif bir sorumluluk olduğunu ve çözüm için işbirliği gerektiğini vurguladı.
"Konut, insan onuruna yakışır bir yaşamın temelidir"
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey; panelin açılış konuşmasında konut hakkının temel bir insan hakkı olduğunu vurgulayarak, sağlıklı, güvenli ve erişilebilir bir konutta yaşamanın insan onuruna yakışır bir hayatın temeli olduğunu belirtti. “Konut, yalnızca dört duvar ve bir çatıdan ibaret değildir” diyen Başkan Bozbey, “Konut, bir insanın yaşamını sürdürebileceği, güven içinde yaşayabileceği, çocuklarını büyütebileceği, mahallesinde kök salabileceği bir yuva demektir” ifadelerini kullandı.
"Konut, ticari bir meta haline getirilemez"
Konutun ticari bir meta haline getirilmesini de eleştiren Başkan Mustafa Bozbey, "Anayasa’mızın 57. Maddesi, devletin konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alması gerektiğini ifade ederken, Birleşmiş Milletler ise konutu, 'Yaşamaya elverişli, insana yakışır ve erişilebilir bir hak' olarak tanımlıyor. Ancak ne yazık ki bugün ülkemizde, barınma hakkının temel bir insan hakkı olmaktan çıkıp yalnızca belirli bir kesimin erişebildiği bir lüks haline geldiğini görüyoruz. Sosyal konut yetersizliği, plansız yapılaşma ve yaşam koşullarının ağırlaşması, özellikle dar gelirli vatandaşlarımız için konut edinmeyi zorlaştırmaktadır. Oysa konut hakkı, tıpkı eğitim ve sağlık gibi temel bir insan hakkıdır ve yalnızca alım gücü yüksek olanların erişebildiği bir ayrıcalığa dönüşmesini kabul etmiyoruz!" diye konuştu. Kaynak:BursaHaber16
Karayalçın, "Türkiye bir konut krizi yaşıyor. Bu kriz, enflasyonun temel taşıyıcısı haline geldi” derken, konut sorununa çözüm olarak kentsel toprak reformunun yapılması ve yeni bir kentleşme siyasetinin izlenmesi gerektiğini vurguladı.
"Konut hakkı, toplumsal adaleti güçlendirir"
Bursa Kent Konseyi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Gül Sayan Atanur da konut hakkının sadece fiziksel bir barınma ihtiyacını karşılamakla sınırlı olmadığını belirterek, "Konut hakkı aynı zamanda bireylerin yaşam kalitesini artıran, toplumsal adaleti güçlendiren ve sürdürülebilir kentleşmenin temelini oluşturan bir haktır" dedi. Atanur, konut hakkının kolektif bir sorumluluk olduğunu ve çözüm için işbirliği gerektiğini vurguladı.
"Konut, insan onuruna yakışır bir yaşamın temelidir"
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey; panelin açılış konuşmasında konut hakkının temel bir insan hakkı olduğunu vurgulayarak, sağlıklı, güvenli ve erişilebilir bir konutta yaşamanın insan onuruna yakışır bir hayatın temeli olduğunu belirtti. “Konut, yalnızca dört duvar ve bir çatıdan ibaret değildir” diyen Başkan Bozbey, “Konut, bir insanın yaşamını sürdürebileceği, güven içinde yaşayabileceği, çocuklarını büyütebileceği, mahallesinde kök salabileceği bir yuva demektir” ifadelerini kullandı.
"Konut, ticari bir meta haline getirilemez"
Konutun ticari bir meta haline getirilmesini de eleştiren Başkan Mustafa Bozbey, "Anayasa’mızın 57. Maddesi, devletin konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alması gerektiğini ifade ederken, Birleşmiş Milletler ise konutu, 'Yaşamaya elverişli, insana yakışır ve erişilebilir bir hak' olarak tanımlıyor. Ancak ne yazık ki bugün ülkemizde, barınma hakkının temel bir insan hakkı olmaktan çıkıp yalnızca belirli bir kesimin erişebildiği bir lüks haline geldiğini görüyoruz. Sosyal konut yetersizliği, plansız yapılaşma ve yaşam koşullarının ağırlaşması, özellikle dar gelirli vatandaşlarımız için konut edinmeyi zorlaştırmaktadır. Oysa konut hakkı, tıpkı eğitim ve sağlık gibi temel bir insan hakkıdır ve yalnızca alım gücü yüksek olanların erişebildiği bir ayrıcalığa dönüşmesini kabul etmiyoruz!" diye konuştu. Kaynak:BursaHaber16