1 Mayıs; İşçi ve Emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlığa karşı verilen mücadelenin sembolüdür.
Haksızlığın, eşitsizliğin, ötekileştirilmenin, adaletsizliklerin ve ezilmenin olmadığı, emeğin sömürülmediği, aydınlık, eşit ve daha güzel günler görebilmek adına verilen mücadelenin diğer adıdır; 1 Mayıs Emek Ve Dayanışma Günü...
Son günlerde yaşanılan ve birçok yazımda da; üstüne basa basa vurguladığım; alım gücünün düşük olması ve insanların alın terinin karşılığını alamaması....Buna doğru orantılı olarak ta yoksulluk; şuan işçi ve emekçi sınıfının en zor sınavı.
Her zaman söylüyoruz ya Emek diye; İşçinin alın terinin kurumadan ücretinin ödenmesi diye; değil, alın teri kurumadan ücretlerinin ödenmesi, emekçi sınıfı hiçbir zaman alın terinin karşılığını alamadı... Kısacası insanlar yoksullukla eşitlendi.
Bu topraklarda; 1 Mayıs'lar için hep ''kaotik'' senaryolar çizilir... Çizilmekle de kalmaz, yaşanır...
Yaşandı da....
Türkiye'nin ortak hafızasında geçmiş 1 Mayıs'lar dan kamuoyu nelere tanıklık etti, şöyle bir göz atalım mı?
1889; 1 Mayıs İşçilerin ortak bayramı olarak kabul edildi.
1906; Türkiye’de, günümüzde bilinen ilk 1 Mayıs kutlandı.
1912; Osmanlı sosyalist fırkası tarafından 1 Mayıs etkinliği düzenlendi.
1921; Tersane işçileri, işgal altındaki İstanbul’da 1 Mayıs’ı kutladı. 1 Mayıs’a işçiler Kızıl Bayraklar la katıldı ve Kasımpaşa’da Şişli Hürriyet-i Ebediye tepesine kadar yürüdüler.
1922; Ankara’da Türkiye Halk İştirakiyun Fırkasının örgütlediği İmalat-ı Harbiye işçileri arasında 1 Mayıs düzenlendi. Aynı zamanda Sovyet elçiliğinde de kutlandı.
1923; İstanbul’da tütün işçileri, askeri fabrika ve demiryolu işçileri, fırıncılar, İstanbul travmayı, telefon, tünel, gazhane işçileri 1 Mayıs’ı sokakta kutladılar.
1925; Takrir-i Sükun Kanunu ile her türlü gösteri ve yürüyüş yasaklanınca 1 Mayıs kitlesel olarak kutlanamaz hale geldi.
1971; Ankara’da grev ve lokavt yasaklandı. 22 dernek kapatıldı. İstanbul’da öğrenci formları yasaklandı.
1976; ''50 yıllık'' aradan sonra 1 Mayıs İşçi Bayramı İstanbul Taksim meydanında yapılan büyük bir mitingle kutlandı.
DİSK’in düzenlediği 1976 1 Mayıs’ı Türkiye’de kitlesel 1 Mayıs kutlamalarının da başlangıcı oldu.
1977; İstanbul Taksim meydanında kutlanan 1 Mayıs işçi bayramı kutlamaları sorasında çıkan arbede de 34 kişi öldü, 13 kişide yaralandı. BU olay tarihe Kanlı 1 Mayıs olarak geçti.
1979; İstanbul’da 1 Mayıs kutlamaları yasaklandı ve sokağa çıkma yasağı kondu.
1980; 12 Eylül darbesinden önce son ‘’ Yasal’’ 1 Mayıs kutlamaları yapıldı. Sıkıyönetim altındaki İstanbul, Ankara ve İzmir’de gösteriler yasaklandı.
1989; İstanbul’da 1 Mayıs kutlamak için İstiklal Caddesinden, Taksim’e yürümek isteyen 2000 kişilik grup polis tarafından dağıtıldı ve 400’ü aşkın gösterici gözaltına alındı.
Bu liste günümüze kadar böyle uzayıp gidiyor...
Her 1 Mayıs’ta işçi ve emekçi sınıfının önüne konulan her bir engel bizi ve vermiş olduğumuz onurlu mücadelemizde bizi daha da güçlendirdi. Çünkü bizler gücümüzü alın terimizden alıyoruz. Biz birlikte güçlüyüz ve mücadelemiz; emeklerimizin karşılığı alınana kadar eşit şartlarda adil bir düzen içerisinde yaşam hakkına sahip olacağımız güne kadar devam edecek…
Çünkü biz şunu çok iyi biliyoruz ki; Emek bizim onurlu yaşamımızda ; mücadelemiz, alın terimiz ve en değerli sermayemizdir.Bunu da bizden almaya kimsenin gücü yetmez,yetmeyecekte...
Şu söz benim için hayatımda ayrı bir önem taşır;’’ İşçinin ücretini alın teri kurumadan önce veriniz…’’
Her gün güne farklı bir zam haberi ileuyandığımız, işsizlik ve geleceksizlik ile baş başa bırakıldığımız zor günlerden geçiyoruz, Vaktimiz yok; Ya bugün sesimizi çıkartacağız, yada yarın çocuklarımızın yaşayacağı bir ülke bulamayacağız.
''Alın teri gasp edilen biz;
Emeği, hakkı çalınan biz;
Geçim derdine düşen gene biz
Yani bizler İşçi-Emekçi Sınıfı….''
Devrim eski bir efsane, sosyalizm ise bir ütopya değil…
Öyleyse sömürüye, baskıya, adaletsizliğe karşı bizler toplumsal sınıfımızın ve kaderimizin birlikte çizildiği, İşçi-Emekçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanak gücü olan 1 Mayıs’ta meydanlarda; emek, özgürlük ,adalet ve demokrasi için hep birlikte tek bir yürek ile haykıralım…
Yaşasın 1 Mayıs…
Çünkü;
Bizim derdimiz iş;
Derdimiz ekmek;
Derdimiz barış;
Derdimiz özgürlük...
Gözümüzün içine bakarak; emeğimizi, ekmeğimizi çalanlardan ve çalarak zenginleşip, bizi yoksulluğa, değişmek bilmeyen kaderimiz gibi mahkum edenlere; Emekçi ve işçi sınıfı olarak sesimiz çıktığı kadar haykırıyoruz! YAŞASIN 1 MAYIS İŞÇİ VE EMEKÇİ BAYRAMI....
Sözlerime değerli yazarımız; Nazım Hikmet RAN’IN şu dizeleri ile son vermek istiyorum;
Ne zaman korkmayacak kimse kimseden,
Ne zaman emretmeyecek kimse kimseye,
Ne zaman umudunu çalmayacak kimse kimsenin
Ne zaman;
Yaşasın tüm işçi ve emekçi kardeşlerimin bayramı…