MART AYI MECLİS KONUŞMASINA SAVAŞA HAYIR DİYEREK BAŞLADI
Muratpaşa Belediyesi İYİ Parti Meclis Üyesi Leyla Liman Oruç Sayın Başkan, Değerli Meclis Üyeleri ve Siz Kıymetli Komşularımız, Sizleri İYİ Parti Grubumuz adına saygı ve sevgi ile selamlıyorum.
Mustafa Kemal Atatürk’ün ; “Yurt’ta Sulh Cihan’da Sulh “ sözlerini bütün dünyaya bir kez daha hatırlatarak “SAVAŞA HAYIR” diyerek sözlerime başlamak istiyorum.
Bu güne kadar, Ne yazıkki Şehit vermeden bir ay dahi geçiremedik.
Şubat ayında şehit verdiğimiz evlatlarımıza Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve Türk
Millerine sabırlar dilerim.
Geçtiğimiz ay içerisinde Samsun’da Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün anıtına yapılan
SALDIRI OLAYI ülkede büyük bir infial uyandırdı.
Heykelini yıkmaya çalışan meczuplar, Ulu Önderi bir kez daha Türk milletinin gözünde
büyüterek, yıkılmazlığını kanıtladılar.
Batılı emperyalist ajanlar tarafından kandırılmış çok az sayıdaki gerici bir azınlığın dışında, milletçe Atatürk’ü çok seviyoruz…
Öyle ki özel günlerimizde bile Anıtkabir’e gidiyor; 10 Kasım ve ulusal bayramlarda ise
yurdun her yanından, milyonlar olup akın akın ANITKABİR’de buluşuyoruz.
Orada Adeta O’nunla birlikte olmanın güzelliğini yaşıyor ve hiç ayrılmak istemiyoruz…
Ara sıra Atamızın anıtları resmi makamların nitelemesiyle meczuplar, bize göre tetikçi
serseriler tarafından saldırıya uğruyor…
İşte o zaman büyük bir öfke ve kızgınlıkla ayağa kalkıyor, olayı lanetliyor ve anıtın
çevresinde kenetleniyor, günlerce nöbet tutuyoruz…
DEĞERLİ ARKADAŞLAR;
Arka arkaya gelen zamlar ve giderek daralan bir piyasa…
Kimse farkında değil galiba Geçim sıkıntısı içinde KIVRANIYOR vatandaş Ortam ise inanın çok mutsuz…
Lütfen ‘felaket tellallığı’ yaptığımız gibi bir düşünceye kapılmayın.
Bunu uyarı olarak alın.
Çünkü biz halkın arasındayız. Kahredici mağduriyetler yaşayan yüzlerce vatandaşla
konuştuk.
’Ekmek parası’ bulamayan, gelen Zamlı faturalarını ödeyemeyen çocuğuna bir parça
‘kırmızı et’ alamayan, ‘kirasını ve işçi parasını’ veremeyen binlerce insan tanıyoruz.
Ve işin garibi; bu durum giderek yayılıyor.
Asgari ücrete yapılan zam buharlaşıp uçtu gitti.
Asgari ücretli, memur ve emekli yine aç yine aç..
Yapılacak çok şey varken hiçbir şey yapmadan günü geçiştiren yöneticiler sadece
gündemi değiştirmek için saçma sapan söylemlerde bulunup halkı uyutmaya çalışıyor.
Yapmayın bunu!
Hakikaten yapmayın bunu.
ÇÜNKÜ bu ülke hepimizin.
Artık bizim yapacak bir şeyimiz kalmadı deyip çekilin kenara, bırakın işi ehli erbabına
Ülkemizin bu dar boğazdan çıkmasının tek yolu budur İşsizlik, yoksulluk ve sefalet…
Bugüne kadar alın teriyle bir yerlere varılamayacağını anlayan milyonlarca insan kendini
kumara vermiş durumda.
Kumar sayesinde her hafta onlarca kişinin milyoner olduğu Türkiye’de, şimdi şans oyunları
tek umut oldu.
Ne ilgisi var demeyin.
On Numara, Şans Topu, Süper Loto, Sayısal Loto, Spor Toto, Süper Toto, İddaa, Kazı
Kazan, Milli Piyango ve de at yarışları…
Bayiler önünde umut kuyrukları uzadıkça uzuyor.
Ya çıkarsa diye!…
Bu saydıklarımız Devlet eliyle özelleştirilen ancak resmi olarak oynatılan oyunlar…
Ya yeraltında oynanan kumarlar…
Ailesinin rızkını resmi veya gayri resmi şans oyunlarına “Ya kazanırsam” umuduyla
yatıranlar, hayallerinin gerçekleşmediğini görünce her gün karamsarlığa kapılıp dünyaları
kararıyor.
Hal böyle iken İktidarın başındakiler çıkıp; Ülkenin kazancından hep birlikte istifade ettiğimize göre külfetine de beraberce katlanacağız” diye açıklama yapıyor.
Külfetine katlanmak zorunda bırakılan halk inim inim inlerken kazananlar da öylece
seyrediyor!
İŞTE 20 YILLIK İKTİDARIN 2022 TÜRKİYESİ...
EVET DEĞERLİ ARKADAŞLAR;
İşte bu ahval çerçevesinde, ülkenin içine düştüğü neredeyse bataklık görünümündeki
durumdan kurtulmak için birbirinden farklı altı siyasi parti bir araya gelerek, Türkiye’nin
yıllardır görmeyi umut ettiği tarihi bir çalışma için adım attı.
28 /Şubat /2022’de Ankara Bilkent Otel’de gerçekleşen tarihi toplantıda 6 Siyasi Partinin
Genel Başkanlarının mutabık kaldıkları “Güçlendirilmiş Parlementer Sistem” metnini
imzaladılar.
Siyasi tarihimizin dönüm noktasına hep birlikte şahitlik ettik.
Ülkemiz için hayırlısı olsun…
İYİ YARINLARA kavuşmamıza az kaldı.
Değerli arkadaşlar,
Bu ay içinde kutlayacağımız 8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz var!
Her gün 3-5 kadının ve çocuğun katledildiği bir coğrafyada kadınlar günü adı altında nasıl bir kutlama yapılır anlamış değiliz.
Her sabah bir başka kadın ve kadın yapmaya çalışılan ÇOCUK cinayetiyle uyanıyoruz.
Türkiye’nin hatta dünyanın yıllardır kanayan yarası haline gelen ve halen de sürmekte olan kadına şiddet, SÖZDE alınan tedbirlere rağmen önlenemiyor.
Vicdanı olan herkesi sarsan her bir kadın cinayeti ve kadına yönelik erkek şiddeti, hayatları karartmaya devam ediyor.
Hani “Cennet kadınların ayakları altında” idi.
Ama erkekler onların göz göre göre şiddete maruz edildiğini seyredecek, Tecavüze uğrayışını izleyecek, Tacize uğramasına göz yumacak, Katledilmelerinde timsah gözyaşları dökecek, Doğduklarına pişman edecek, dünyayı onlar için cehenneme çevirecek, sonra da
“Cennet kadınların ayakları altında” diye yalakalık yapacaklar…
Bırakın bu ayakları artık.
Bizler Kadına şiddeti erkeklere yakıştıramıyoruz.
Erkek geçinenlere değil!
Ama şunu çok iyi biliyoruzki; Geççek geççek elbet bu da geççek! Çünkü; İmzalanan Güçlendirilmiş Parlementer Sistem Mutabakat Metni İle kadınların ve kız çocuklarının yaşam hakları ve özgürlükleri koruma altına alınıp, Uluslararası sözleşmeler ve Ulusal mevzuat hükümleri etkili şekilde uygulanacaktır.
Yine bu kapsamda KADIN HAKLARI VE KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ dersleri ilkokuldan itibaren okul müfredatlarına konulacaktır.
EVET
Sevinin Kadınlar! Çoğu gitti azı kaldı.
Evet Değerli Arkadaşlar, Türk milletinin ortak ittifak belgelerinden biri de hiç şüphesiz ki Mehmet Akif Ersoy’un eseri olan İstiklal Marşıdır.
Nice zaferler, acılar, fedakarlıklar, hayaller, idealler ve millet olma şuuru İstiklal Marşını
bünyesinde toplamıştır.
Bu marş milletin geçmiş hal ve gelecek zaman dilimlerinin özeti ve ışığıdır.
İşte bu güzel milli marşımızı 12 Mart 1921’de yazan Mehmet Akif Ersoy bu vasıflara sahip
olan ender şair ve sanatçılarımızdan birisidir.
İstiklal Marşı her insanın yazabileceği bir metin değildir.
Milletini tanıyan, onun değerleriyle bütünleşmiş, söylediklerini yaşayan, samimi, fedakâr,
mütevazı, sağlam karakterli, ağlayan, ağlatan, hisseden bir sanatçı böyle bir metin
yazabilecektir.
İşte bu başarı Mehmet Akif Ersoy’a nasip olmuştur.
İstiklal Marşı önemli bir belgedir.
Varoluş belgesidir.
Yediden yetmişe milletin bütün fertlerinin ortak değerlerinin ifadesidir.
Bu vesile ile yurduna alçakları uğratmamak uğruna göğüslerini siper eden aziz şehitlerimizi, kahramanlarımızı ve fazilet timsali olan vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u
saygı ve minnetle anıyoruz.
Ruhu şad olsun.
Sözlerime son verirken; Mart ayında Meclisimizde alınacak kararların hayırlı olmasını diler saygılarımı sunarım dedi.
Muratpaşa Belediyesi İYİ Parti Meclis Üyesi Leyla Liman Oruç Sayın Başkan, Değerli Meclis Üyeleri ve Siz Kıymetli Komşularımız, Sizleri İYİ Parti Grubumuz adına saygı ve sevgi ile selamlıyorum.
Mustafa Kemal Atatürk’ün ; “Yurt’ta Sulh Cihan’da Sulh “ sözlerini bütün dünyaya bir kez daha hatırlatarak “SAVAŞA HAYIR” diyerek sözlerime başlamak istiyorum.
Bu güne kadar, Ne yazıkki Şehit vermeden bir ay dahi geçiremedik.
Şubat ayında şehit verdiğimiz evlatlarımıza Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve Türk
Millerine sabırlar dilerim.
Geçtiğimiz ay içerisinde Samsun’da Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün anıtına yapılan
SALDIRI OLAYI ülkede büyük bir infial uyandırdı.
Heykelini yıkmaya çalışan meczuplar, Ulu Önderi bir kez daha Türk milletinin gözünde
büyüterek, yıkılmazlığını kanıtladılar.
Batılı emperyalist ajanlar tarafından kandırılmış çok az sayıdaki gerici bir azınlığın dışında, milletçe Atatürk’ü çok seviyoruz…
Öyle ki özel günlerimizde bile Anıtkabir’e gidiyor; 10 Kasım ve ulusal bayramlarda ise
yurdun her yanından, milyonlar olup akın akın ANITKABİR’de buluşuyoruz.
Orada Adeta O’nunla birlikte olmanın güzelliğini yaşıyor ve hiç ayrılmak istemiyoruz…
Ara sıra Atamızın anıtları resmi makamların nitelemesiyle meczuplar, bize göre tetikçi
serseriler tarafından saldırıya uğruyor…
İşte o zaman büyük bir öfke ve kızgınlıkla ayağa kalkıyor, olayı lanetliyor ve anıtın
çevresinde kenetleniyor, günlerce nöbet tutuyoruz…
DEĞERLİ ARKADAŞLAR;
Arka arkaya gelen zamlar ve giderek daralan bir piyasa…
Kimse farkında değil galiba Geçim sıkıntısı içinde KIVRANIYOR vatandaş Ortam ise inanın çok mutsuz…
Lütfen ‘felaket tellallığı’ yaptığımız gibi bir düşünceye kapılmayın.
Bunu uyarı olarak alın.
Çünkü biz halkın arasındayız. Kahredici mağduriyetler yaşayan yüzlerce vatandaşla
konuştuk.
’Ekmek parası’ bulamayan, gelen Zamlı faturalarını ödeyemeyen çocuğuna bir parça
‘kırmızı et’ alamayan, ‘kirasını ve işçi parasını’ veremeyen binlerce insan tanıyoruz.
Ve işin garibi; bu durum giderek yayılıyor.
Asgari ücrete yapılan zam buharlaşıp uçtu gitti.
Asgari ücretli, memur ve emekli yine aç yine aç..
Yapılacak çok şey varken hiçbir şey yapmadan günü geçiştiren yöneticiler sadece
gündemi değiştirmek için saçma sapan söylemlerde bulunup halkı uyutmaya çalışıyor.
Yapmayın bunu!
Hakikaten yapmayın bunu.
ÇÜNKÜ bu ülke hepimizin.
Artık bizim yapacak bir şeyimiz kalmadı deyip çekilin kenara, bırakın işi ehli erbabına
Ülkemizin bu dar boğazdan çıkmasının tek yolu budur İşsizlik, yoksulluk ve sefalet…
Bugüne kadar alın teriyle bir yerlere varılamayacağını anlayan milyonlarca insan kendini
kumara vermiş durumda.
Kumar sayesinde her hafta onlarca kişinin milyoner olduğu Türkiye’de, şimdi şans oyunları
tek umut oldu.
Ne ilgisi var demeyin.
On Numara, Şans Topu, Süper Loto, Sayısal Loto, Spor Toto, Süper Toto, İddaa, Kazı
Kazan, Milli Piyango ve de at yarışları…
Bayiler önünde umut kuyrukları uzadıkça uzuyor.
Ya çıkarsa diye!…
Bu saydıklarımız Devlet eliyle özelleştirilen ancak resmi olarak oynatılan oyunlar…
Ya yeraltında oynanan kumarlar…
Ailesinin rızkını resmi veya gayri resmi şans oyunlarına “Ya kazanırsam” umuduyla
yatıranlar, hayallerinin gerçekleşmediğini görünce her gün karamsarlığa kapılıp dünyaları
kararıyor.
Hal böyle iken İktidarın başındakiler çıkıp; Ülkenin kazancından hep birlikte istifade ettiğimize göre külfetine de beraberce katlanacağız” diye açıklama yapıyor.
Külfetine katlanmak zorunda bırakılan halk inim inim inlerken kazananlar da öylece
seyrediyor!
İŞTE 20 YILLIK İKTİDARIN 2022 TÜRKİYESİ...
EVET DEĞERLİ ARKADAŞLAR;
İşte bu ahval çerçevesinde, ülkenin içine düştüğü neredeyse bataklık görünümündeki
durumdan kurtulmak için birbirinden farklı altı siyasi parti bir araya gelerek, Türkiye’nin
yıllardır görmeyi umut ettiği tarihi bir çalışma için adım attı.
28 /Şubat /2022’de Ankara Bilkent Otel’de gerçekleşen tarihi toplantıda 6 Siyasi Partinin
Genel Başkanlarının mutabık kaldıkları “Güçlendirilmiş Parlementer Sistem” metnini
imzaladılar.
Siyasi tarihimizin dönüm noktasına hep birlikte şahitlik ettik.
Ülkemiz için hayırlısı olsun…
İYİ YARINLARA kavuşmamıza az kaldı.
Değerli arkadaşlar,
Bu ay içinde kutlayacağımız 8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz var!
Her gün 3-5 kadının ve çocuğun katledildiği bir coğrafyada kadınlar günü adı altında nasıl bir kutlama yapılır anlamış değiliz.
Her sabah bir başka kadın ve kadın yapmaya çalışılan ÇOCUK cinayetiyle uyanıyoruz.
Türkiye’nin hatta dünyanın yıllardır kanayan yarası haline gelen ve halen de sürmekte olan kadına şiddet, SÖZDE alınan tedbirlere rağmen önlenemiyor.
Vicdanı olan herkesi sarsan her bir kadın cinayeti ve kadına yönelik erkek şiddeti, hayatları karartmaya devam ediyor.
Hani “Cennet kadınların ayakları altında” idi.
Ama erkekler onların göz göre göre şiddete maruz edildiğini seyredecek, Tecavüze uğrayışını izleyecek, Tacize uğramasına göz yumacak, Katledilmelerinde timsah gözyaşları dökecek, Doğduklarına pişman edecek, dünyayı onlar için cehenneme çevirecek, sonra da
“Cennet kadınların ayakları altında” diye yalakalık yapacaklar…
Bırakın bu ayakları artık.
Bizler Kadına şiddeti erkeklere yakıştıramıyoruz.
Erkek geçinenlere değil!
Ama şunu çok iyi biliyoruzki; Geççek geççek elbet bu da geççek! Çünkü; İmzalanan Güçlendirilmiş Parlementer Sistem Mutabakat Metni İle kadınların ve kız çocuklarının yaşam hakları ve özgürlükleri koruma altına alınıp, Uluslararası sözleşmeler ve Ulusal mevzuat hükümleri etkili şekilde uygulanacaktır.
Yine bu kapsamda KADIN HAKLARI VE KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ dersleri ilkokuldan itibaren okul müfredatlarına konulacaktır.
EVET
Sevinin Kadınlar! Çoğu gitti azı kaldı.
Evet Değerli Arkadaşlar, Türk milletinin ortak ittifak belgelerinden biri de hiç şüphesiz ki Mehmet Akif Ersoy’un eseri olan İstiklal Marşıdır.
Nice zaferler, acılar, fedakarlıklar, hayaller, idealler ve millet olma şuuru İstiklal Marşını
bünyesinde toplamıştır.
Bu marş milletin geçmiş hal ve gelecek zaman dilimlerinin özeti ve ışığıdır.
İşte bu güzel milli marşımızı 12 Mart 1921’de yazan Mehmet Akif Ersoy bu vasıflara sahip
olan ender şair ve sanatçılarımızdan birisidir.
İstiklal Marşı her insanın yazabileceği bir metin değildir.
Milletini tanıyan, onun değerleriyle bütünleşmiş, söylediklerini yaşayan, samimi, fedakâr,
mütevazı, sağlam karakterli, ağlayan, ağlatan, hisseden bir sanatçı böyle bir metin
yazabilecektir.
İşte bu başarı Mehmet Akif Ersoy’a nasip olmuştur.
İstiklal Marşı önemli bir belgedir.
Varoluş belgesidir.
Yediden yetmişe milletin bütün fertlerinin ortak değerlerinin ifadesidir.
Bu vesile ile yurduna alçakları uğratmamak uğruna göğüslerini siper eden aziz şehitlerimizi, kahramanlarımızı ve fazilet timsali olan vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u
saygı ve minnetle anıyoruz.
Ruhu şad olsun.
Sözlerime son verirken; Mart ayında Meclisimizde alınacak kararların hayırlı olmasını diler saygılarımı sunarım dedi.