İstanbul'un beklenen depremine hazırlıklı olmak adına kentsel dönüşüm çalışmaları aralıksız devam ediyor. Bu çerçevede, Büyükçekmece’de deprem riski taşıdığı belirlenen 7 katlı bir bina, belediye ekiplerinin gözetiminde yıkıldı. Fatih Mahallesi'nde bulunan bu yapı, 12 bağımsız bölümden oluşuyordu ve kentsel dönüşüm projesi kapsamında tespit edilen riskli yapılar arasında yer alıyordu.Yıkım sırasında yapılan incelemelerde, binanın demir ve beton yapısı görenleri hayrete düşürdü. Yapının içerisinde kullanılan malzemelerin kalitesizliği, “Bu bina 47 yıl nasıl ayakta kaldı?” sorusunu akıllara getirdi.Yıkılan binanın beton parçalarının üzerinde tuğla parçaları ve deniz ürünleri kabukları gözlemlenirken, kullanılan demirin nervürsüz olduğu tespit edildi. İncelemeler sonucunda, kullanılan malzemenin kalitesizliği ve dayanıklılığının yetersizliği dikkat çekti.Büyükçekmece Belediyesi, kentsel dönüşüm projelerine hız kesmeden devam ediyor. Bugüne kadar riskli 53 binden fazla yapının yıkımını gerçekleştiren belediye, bu süreçte depreme dayanıklı yapıların inşasına öncülük ediyor.Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, yıkılan binanın 1969-1973 yılları arasında inşa edildiğini belirtirken, deniz kumunun kullanıldığına dikkat çekti. Akgün, “Büyükçekmece’de kentsel dönüşüm bütün hızıyla devam ediyor. Bütün davamız; büyük deprem gelmeden vatandaşımızın önce canını, sonra malını kurtarmaktır,” dedi.Yıkım bölgesinde incelemelerde bulunan Dr. Hasan Akgün, sözlerine şöyle devam etti: “Karşıda gördüğümüz binalar 7 katlı. Bunlar deprem riski taşımakta. Biz yıkmasak bile 5 büyüklüğündeki bir deprem onu yerle bir edecek durumda. Bu nedenle kentsel dönüşüm çalışmalarımıza devam ediyoruz.” Akgün, ayrıca, 2030 yılına kadar büyük bir depremin olabileceği uyarısında bulunarak, bu konudaki duyarlılığın artırılması gerektiğini vurguladı.İBB ve Büyükçekmece Belediye Meclis Üyesi Mimar Tarık Erdoğan, yıkılan binanın bugüne kadar ayakta kalmasının büyük bir şans olduğunu ifade ederek, “Betonun içinde midye kabukları ve tuğla parçaları var. Betonun sağlıksız olduğu açıkça görülüyor. Demirlerdeki korozyon da dikkat çekici. Tüm demirlerin nervürsüz olduğu ve depreme karşı dayanıklılığının bulunmadığı net bir şekilde ortada,” dedi.
