AİHM, 8 Temmuz 2025’te Demirtaş’ın tutukluluğuna ilişkin olarak “kişisel özgürlük ve güvenlik hakkı ihlali” kararı vermişti. Türkiye, bu karara uyulmaması halinde Demirtaş’ın serbest bırakılması gündeme geleceği için itiraz süresini kullanmak amacıyla 17 hâkimin görev aldığı Büyük Daire’ye başvurdu. Başvuru için son tarih 8 Ekim 2025 olarak işaret edilmişti; itiraz süresi dolmadan yapılan bu girişim, kararı kesinleştirme aşamasını durdurmayı hedefliyor. ---???? Demirtaş’ın Davası ve Mevcut DurumSelahattin Demirtaş, 4 Kasım 2016 tarihinde Diyarbakır’da tutuklanmış, “terör örgütü üyeliği”, “örgüt propagandası” ve “halkı suç işlemeye tahrik etme” suçlamalarıyla karşılaşmıştı. Kobani protestolarıyla bağlantılı davada Demirtaş, 42 yıl hapis cezasına çarptırıldı; karar gerekçesi 25 Haziran 2025 tarihinde açıklandı.
Daha önce AİHM, Demirtaş’ın tutukluluğunun hukuki temellerden yoksun olduğuna ve siyasi amaçlı yönelim taşıdığına ilişkin ihlal kararları almıştı. ---⚖️ Ne Kadar Etkisi Olabilir?Büyük Daire’ye yapılan itiraz kabul edilirse, AİHM 2. Daire kararını yeniden inceleyecek. Bu durumda mevcut yönelim ve içtihatların revize edilmesi, hem Demirtaş dosyası hem de ileride benzer başvurular açısından özel önem taşıyacak.İtiraz reddedilirse, AİHM kararı kesinleşecek ve uygulama süreci başlayacak. Ancak bu gelişmeyle birlikte, kararın uygulanıp uygulanmayacağı, Türkiye’nin bu tür kararlarla olan ilişkisi ve uluslararası insan hakları yükümlülükleri yeniden tartışma konusu olacak.
Daha önce AİHM, Demirtaş’ın tutukluluğunun hukuki temellerden yoksun olduğuna ve siyasi amaçlı yönelim taşıdığına ilişkin ihlal kararları almıştı. ---⚖️ Ne Kadar Etkisi Olabilir?Büyük Daire’ye yapılan itiraz kabul edilirse, AİHM 2. Daire kararını yeniden inceleyecek. Bu durumda mevcut yönelim ve içtihatların revize edilmesi, hem Demirtaş dosyası hem de ileride benzer başvurular açısından özel önem taşıyacak.İtiraz reddedilirse, AİHM kararı kesinleşecek ve uygulama süreci başlayacak. Ancak bu gelişmeyle birlikte, kararın uygulanıp uygulanmayacağı, Türkiye’nin bu tür kararlarla olan ilişkisi ve uluslararası insan hakları yükümlülükleri yeniden tartışma konusu olacak.








