Bugün Gazze’de yankılanan patlama sesleri sadece Filistinlilerin yüreğinde değil, bütün ümmetin kalbinde derin yaralar açıyor. İsrail’in saldırıları durmak bilmiyor. Bir yandan Gazze’yi yerle bir ederken, bir yandan Batı Şeria’ya yöneliyor. Ürdün’e hava saldırıları düzenliyor, Suriye’ye füzeler gönderiyor. Şimdi ise hedefte İran var. Dünya suskun. Ama asıl acı olan, Müslüman ülkelerin sessizliği...
Kur’an-ı Kerim’de, zulmü meslek edinmiş topluluklara karşı çok net uyarılar vardır. Bakara Suresi 61. ayette şöyle buyrulur:
"Allah’ın gazabına uğradılar. Çünkü onlar Allah’ın ayetlerini inkâr ediyor, peygamberleri haksız yere öldürüyorlardı. Bu isyanları ve haddi aşmaları yüzünden böyle oldular."
Bugün aynı anlayışın modern yansımasını görmekteyiz. İsrail sadece bir devlet değil, aynı zamanda küresel sistemin Ortadoğu'daki eli haline gelmiştir. Attığı her bombanın arkasında Batı’nın istihbaratı, teknolojisi ve sessiz onayı vardır. Ancak asıl tehlikeli olan, ümmetin bu tabloya alışmasıdır.
Hac Suresi 39. ayet, zulme karşı sessiz kalmamamız gerektiğini şöyle bildirir:
"Kendilerine zulmedilen kimselere savaş izni verilmiştir. Şüphesiz Allah onlara yardım etmeye kadirdir."
Zulme rıza, zulmün bir parçasıdır. Bugün Gazze’de, Kudüs’te, Şam’da, Tahran’da yaşananlar sadece siyasi meseleler değil, ümmetin izzetiyle doğrudan ilgilidir. Her susuş, zulmü meşrulaştırır. Her geç kalış, mazlumun daha çok acı çekmesine yol açar.
Maide Suresi 82. ayet de bu durumu şöyle açıklar:
"İnsanlar içinde, müminlere en şiddetli düşman olarak Yahudileri ve müşrikleri bulacaksın..."
Bu ilahi uyarı, bizim yönümüzü tayin etmemizi emrediyor. İsrail’in saldırılarını “güvenlik politikası” olarak sunanlara değil, Kur’an’a kulak vermeliyiz. Müslüman liderler bu ayeti her sabah okuyarak güne başlamalıdır. Çünkü artık suskunluk vebaldir.
Hz. Muhammed (s.a.v) şöyle buyurur:
“Zulme rıza, zulümdür.” (Kenzü’l-Ummal)
Bu hadis, İslam’ın adalet temelini gözler önüne serer. İsrail saldırıyor, dünya izliyor, ümmet ise kınıyor. Kınamakla yetinmek; gözyaşlarını notaya, ölümleri rakama, acıyı siyasi temennilere çevirmekten başka bir anlam taşımaz.
Son olarak Tevbe Suresi 41. ayetle yazımı tamamlıyorum:
"Hafif ve ağır olarak savaşa çıkın, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edin. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır."
Artık sadece kalbimizle değil, dilimizle, kalemimizle, dualarımızla, diplomatik gücümüzle ve birlik ruhumuzla cihad etme zamanıdır. Çünkü bu sessizlik sürdükçe, İsrail daha çok vuracak. Hem Filistin’i hem bizi…
“Zulmün karşısında susan dilsiz şeytandır.” (Hadis-i Şerif)